Kdz. Ereğli Belediye Meclisi Ekim Ayı Olağan Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesiyle Ereğli’ye büyük kötülük yapıldığını söyledi.
Başkan, açıklamasında şunları söyledi:
“Gündemde olan konulardan biri özel endüstri bölgesi ile ilgili konuydu. Erdemir, özel endüstri bölgesi oldu. Maalesef Ereğli'ye çok büyük kötülük yaptılar. Bu kötülüğü şimdi hissetmeyecekler insanlar ama ileride daha çok hissedecekler. Belediye bunu hissetmeye başladı. Çünkü yıllık 250 milyon lira zararımız var. Bunu sürekli anlatıyorum. Esas bizim itiraz ettiğimiz konulardan birisi 4 Milyon 700 bin metre kare demir çelik havzası, bunun 2 milyon 400 bin metre karesi hazinenin yeri. Yani hazine dediğim senin, benim arazim. İçerisinde 15 dönüm belediyenin yeri var. 450 tane bildiğim zilliyet dosyası var. Bu hazine arazisini peşkeş çekmek için, bedavaya kapmak için OYAK bu işleri çok sever. Bedavaya kapatmak için mahkemeye başvurdular, bizde karşı mahkemeye başvurduk. Danıştay, 'hayır, veremeyiz, hazinede yer kalacak' dediler. Birinci etapta biz kazandık, yer hazineye kaldı. Ama onlar özelleştirme yaparken ayıplı mal aldılar. Hiç kimse ayıplı malı sevmez. Ev, arsa almak isterseniz hisseli yerlere dikkatli girersiniz, çünkü ayıplı maldır o. Ayıbı temizlemek için en sonunda endüstri bölgesine başvurdular. 2 Milyon 400 bin metre kare hazine arazisinin bugünkü değeri 9 milyar Türk lirası. Hazine arazilerinde kendi mülkiyetinde olmayan yerlere fabrika, şantiye binaları yaptığı zaman işgalci durumuna düşüyor oradaki iş sahibi. Dolayısıyla işgalci durumuna düştüler. Kanuna göre de işgalci durumlarda belediye hudutlarında belediye müdahale edilir, belediye yeri alır satışı satışı yapılır. Bunun yüzde 40'ını belediye alır yüzde 60'ını devlet alır. Yüzde 40 dediğimiz şey 3,5 milyar belediye alır, 5.5 da devlet alır. Bizim en çok beklentimiz oydu, Ereğli’yi maddi yönden çok iyi noktaya getirmek için beklentimizdi. Ama onlar ilk önce o hazine arazilerinin büyük bölümünü rezerv alanı dediler. Deprem, sel felaketi olduğu zaman Ereğli halkı gidecek fabrikaya sığınacak. Böyle bir numara çıkardılar ve peşinden buraların mülkiyet sahibi olmak için maalesef endüstri bölgesi yaptılar. Muradlarına erdiler. Halkın yerini kendi mülkiyetlerine geçirdiler. 15 dönüm yerimiz var, para verecekler mi, el mi koydular? 450 dosya var ne oldu bilgimiz yok.
-BELEDİYE ZARARI HİSSETMEYE BAŞLADI-
Tabii bunun belediyeye yansıması belli olmaya başladı. Biz maddi bakımdan büyük sıkıntı çekmeye başladık. Çok tasarruflu gidiyoruz, mesaileri kestik. Tam bir sıkı politika gütmeye çalışıyoruz. Mesela ben 30'ncu yılıma başladım belediye başkanlığımda, ilk defa asfalt ihalesi yapmadım. Bana herhangi bir meclis üyesi gelse rica etse, şuraya asfalt dökelim dese dökemeyeceğiz, çünkü asfalt yok. Bu ilerleyen zamanda sıkıntılar baş gösterdikçe belediyenin başında ben olayım veya başka birisi olsun fark etmez, hangi parti olursa olsun -istinat duvarı yap diyecekler- yapamayacak, -yol yap diyecekler - yol yapamayacak. Halk o zaman anlamaya başlayacak bu endüstri bölgesine karşı neden bu kadar bağırıp çağırdığımızı, o zaman anlamaya başlayacak tatbikatı bizzat görerek. Sıkıntı bir yönden değil çok yönden. Bu dönem seçilen meclis üyeleri bir bakıma şanssız meclis üyeleri. İcraat bakımından şanssız insanlar. Çünkü ekonomik yönden büyük bir sıkıntının olduğu dönemde benim belediye başkanlığım, sizin meclis üyeliğiniz başladı. Özellikle muhtarlar çok zor durumda olacak. Onların bütçeleri de yok. Belediyeden, Özel İdare’den yardım isterler. Belediyede olmayınca nereden alacaklar. Alamayacaklar bir şey. Bundan sonra zor.
-İŞÇİ EMEKLİ OLUYOR, YERİNE İŞÇİ ALAMIYORUZ-
Şimdi tasarruf tedbirleri geldi, adam alamıyoruz. Bu yaz plajlarda çok büyük sıkıntı çektik. Plajlara geçici işçi alamadık. Belediyedeki tüm müdürlüklere bağlı çay ocaklarını iptal ettik, orada çalıştılar. Belediyede bir takım odacı gibi insanları veya fazlası olan insanları acemi oldukları halde plajlarda çalıştırdık, bu sene idare ettik. Şimdi yeni bir hikaye çıktı. Herkes de biliyor, emekliye ayrıldığı zaman aylıkları azalacak düşecek diye bir söylenti düştü. Biz konuştuk aslında böyle bir şey yok. Bu sarmal herkesi etkilemeye başladı. Emekli olmazsak yılbaşından sonra paramız düşecek diye sürekli bir işten ayrılmak için inanılmaz bir ayrılış var. Dün 4 tane imzaladım. Öyle bir noktaya geldik, ayrılanın yerine adam alamıyoruz. Çöpte adam azalmaya başladı. Tasarruf tedbirleri var, yasak adam alamıyorsunuz. Mezarlıklarda mezar kazıcı kalmadı, makine ile kazmaya başladık. Veterinerlikte 3 tane kişi ayrılıyor, emekli oluyor. Her bölümde sıkıntılar var. Adam çıkıyor adam alamıyoruz, elimiz kolumuz bağlanmış vaziyette. Müdürler personele işten ayrılma diye rica etmeye, minnet etmeye başladılar. Türkiye'de tüm hükümet muhalifi belediyelerdeki durum bu. Bunların sıkıntılarını hep birlikte yaşayacağız. Elimizden geldiği kadar tasarruf yapmaya çalışıyoruz.”