Kdz. Ereğli Gönülden Hayvan Sevenler Derneği Başkanı Belgin Alcan, birçok şehirde olduğu gibi Kdz. Ereğli’de de gelişigüzel doğaya bırakılan köpekler ile ilgili yetkilileri göreve çağırdı.
Ereğli ve özellikle köylerinde, son zamanlarda çok sayıda köpeğin doğaya bırakıldığı görülüyor. Kdz. Ereğli Gönülden Hayvan Sevenler Derneği Başkanı Belgin Alcan; sorunun çözümünün köpekleri barınaklara kapatmak olmadığını, belediyelerin ve yetkililerin üzerine düşeni yaparak kısırlaştırma yapmaları gerektiğinin altını çizdi.
Alcan, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Sokak hayvanları yararına onlara yardımcı olmaya, zor durumda, güçten düşmüş, hasta, yaralı çocuklarımıza el uzatmaya, onların tedavilerinin yapılmasında, kısırlaştırılmalarının yapılmasında, nekahet dönemlerini geçirmek için derneğimizde birazını tutuyoruz. Dışarıda yaşayamayacak kadar engelli hayvanlarımız var derneğimizde, onlara derneğimizde bakmaya çalışıyoruz. Ereğli Belediye bakım evimiz, veteriner hekimlerimiz, onlarla kısırlaştırma çalışmalarında paslaşıyoruz.
‘Yolda çaresiz, kaza geçirmiş ya da hasta bir hayvan gördüğünüzde…’
Yolda çaresiz, kaza geçirmiş, hasta, yaralı kedi ya da bir köpek gördüğü zaman bir vatandaş öncelikle bu yaralı ve hasta hayvanın sorumluluğu belediye bakım evindedir. Belediye bakım evine ulaşması veya ulaştırması gerekir. Ulaşamıyorlarsa bize ulaştıkları zaman yaralı, hasta kedi, köpeğin ya da başka canlı bulunduğu noktadan alınıp bakım evine sevki sağlanır. Bakım evinde tedavisi başlar. Orada tedavi edilemeyecek, uzmanlık gerektiren farklı bir özel klinikte tedavisi olması gerektiren bir hasta ise eğer onunla ilgili gönüllülerden, yardımseverlerden destek alarak özel kliniklerde tedavilerini yaptırmaya çalışıyoruz. Orada tedavisi bittikten sonra bir süre daha gözetim altında kalması gereken kedi varsa onun o dönemini kafes istirahati ya da derneğimizde tedavisinin bitmesini sağlıyoruz. Sağlığına kavuştuğu zaman sahiplendirebiliyorsak sahiplendiriyoruz, sahiplenilmiyor ve sağlıklı ise en uygun doğal ortamında yaşamını sürdürebilmesi için ona yardımcı oluyoruz ama köpekler için derneğimizde nekahet dönemi geçiştiremiyoruz, bakım evinin koşulları daha uygun. Yaralı, hasta bir köpek varsa, bakımı orada yapılıyorsa, bakımı da orada devam ediyor. Kemik ameliyatları maalesef bakım evlerimizde görüntüleme sistemleri olmadığı için orada o tarz ameliyatlar yapılamıyor. Böyle durumlarda özel kliniklerden destek alıyoruz. Tabi bunlar çok büyük maliyetler getiriyor. Biz dernek olarak bunların hepsinin üstesinden gelme imkanımız olmadığı için hayırseverlerden, gönüllülerden, yardım edebilecek herkesten ilan veya destek yöntemi ile onlardan destek alarak tedavi ettirebiliyoruz.
‘İlçe belediyeleri gerçekten sokak hayvanları ile ilgili çok fazla duyarsız’
Köylerde, dağlarda, yol kenarlarında çok çok mağdur köpeklerimiz var. Gönüller, hayvan severler çok daha fazla besleme yapabilmeleri için bu konuda herkesin duyarlı olması gerekiyor. Dökme suyu ile değirmen dönmez. Herkes kendi kapısının önünü, sokağını bahçesini, köyünde ise köydeki hayvanlara sahip çıkması gerekiyor. Özellikle bu konuda ilçe belediyelerine çok görev düşüyor fakat ilçe belediyeleri gerçekten sokak hayvanları ile ilgili çok fazla duyarsız. Kısırlaştırma yapmaları çok önemli. İlçe belediyelerin kısırlaştırma yapmadıkları gibi, köylerindeki, ilçelerindeki, çevrelerindeki mağdur köpekleri, hasta köpekleri alıp toplayıp başka yerlere atıyorlar. Soğanlı suyunda handikaplar yaşanıyor. Orada sürekli bırakılan hayvanlar var, başka bıraktıkları noktalar var. Gönüllülerimiz mama bulmaya, yemek bulmaya, her hafta gidip orada düzenli olarak besleme yapmaya çalışıyorlar. Bunlar sadece gönüllülerin görevi değil, hepimizin, belediyelerin, belediye başkanlarının, kaymakamlıkların, devlet adamlarının, herkesin görevi ve sorumluluğu altında. Öncelikle muhtarlar bu işin başında, yakınında sorumlu mülki amirlerse, kendi sokaklarındaki, köylerindeki mağdur canlılar için gerekeli başvuruları yapacaklar. O tutuyor, topluyor başka tarafa götürüp atıyor. Öbürü topluyor götürüyor öbür tarafa atıyor. Çözüm böyle gelemez.
‘Ellerini taşın altına koymuyorlar’
Yapılması gerek en önemli şey lütfen ama lütfen ilçe belediyeleri başta olmak üzere, merkezdekiler, iller, büyükşehir belediyeleri, hepsinin sırayla yapması gereken şey kısırlaştırma ama ilçe belediyeler bu konuda asla ellerini taşın altına koymadıkları gibi hayvanları yok sayarak, onları uzaklaştırarak yok edemeyiz. Onlar bir can taşıyor. Çok mağdurlar, insanların desteğine ihtiyaçları var. Belediyeler kısırlaştırmaya önem vermediği sürece sokaklardaki üreme ve hastalıkların önüne geçmek mümkün değil. Daha sonra işte köpekler, sokak hayvanları sorunu var diye altı çiziliyor. Sokak hayvanları sorununu oluşturan bizleriz. Sokaktaki beslenen hiçbir hayvan hiçbir şekilde cani değildir. Durduk yerde sizin sokağınızda yaşayan herhangi bir köpek yolda yürürken üzerinize atlayıp size saldırmak gibi bir niyeti yok. Onlar da kendi hayatlarını idame ettirebilmek çabası içindeler. Karınlarını doyurabilmek, sıcak bir ortamda olabilmek, insanlarla iç içe yaşayabilmek, onlardan sevgi görebilmek. Amaçları sadece onlar.
‘Ne insanların canı yansın, ne hayvanların’
Van’daki çocuk için çok üzülüyorum. Çok üzücü bir şekilde hayatını kaybetti. İçler acısı ama bir şekilde yaşanabiliyor. Asıl sebeplerini araştırmak gerekiyor. Böyle bir olayda vurun abalıya, bu köpek yaptı, onu katledelim, yok edelim. Çözüm bu değil. Bu köpek bunu neden yaptı ve o sahipsiz sokak hayvanları böyle vakalarda zan altında kalıyor. O sahiplenilmiş bir köpekti ve sonradan sokağa bırakılmış bildiğim kadarıyla. Sebep ne olursa olsun asla bir can yakılmamalı ama hayvanların da canı yakılmamalı. Küreklerle onların tepesine vuranlar elini, kolunu sallayıp ceza almadan hemen çıkabiliyorlar basit bir şekilde. Ne insanların canı yansın, ne hayvanların. Bu çözümü birlikte üretelim. Günü kurtarmak amaçlı geçiştirmemek, devasa barınaklar kurarak, oraya kapatarak çözemeyiz.
‘Tek çözüm kısırlaştırma’
Tek çözüm kısırlaştırma. Türkiye genelinde 916 ilçe var. Bu ilçelerde yapılacak günlük 10 kısırlaştırmayla 2 bin küsur kısırlaştırma yapıyor. Büyükşehirler de 900 bin kısırlaştırma yılda yapabilirler. İlçede bu kısırlaştırma ile senede 3 bin kısırlaştırma yapılarak ülke genelindeki hayvan popülasyonu kontrol altına alınabilir.”