Kıymetli okurlarım bu yazımı cumhuriyetimizin 100. Yılı anısına sizlerle buluşturuyorum. Bu vesile başta devletimizin kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm silah ve yol arkadaşlarına şükranlarımı sunarım.
Kıymetli hemşehrilerim bu yazımda sizlerle Genelkurmay Başkanlığı ATESE arşivinde Osmanlı-Sırp-Karadağ Savaşı fonunda bulup tercüme ettiğim arşiv belgeleri ışığında 1876-1877 yılları arasında Osmanlı Devleti ile Sırbistan arasında Hersek İsyanı sonrasında başlayan Osmanlı-Sırp Savaşı’nda şehrimizden bu savaşa katılan Redif Taburu ve savaştaki faaliyetleri hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Belgeler dipnotta koleksiyon adı, kutu no, belge adedi ve belge no şeklinde gösterilmiştir.
1876-1877 Osmanlı-Sırp Savaşı Hersek’te Osmanlı aleyhine başlayan isyan sonrasında Sırbistan Prensliği ve Karadağ’ın Osmanlı Devleti’ne 18 Haziran 1876 tarihinde savaş ilan etmesi ile başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin Sırbistan Prensliği’nin topraklarına girmesi üzerine Avrupalı devletlerin araya girmesi ile ateşkes ilan etme çabaları başlamış ancak Sırpların barışa yanaşmaması, Osmanlı’nın barış teklifinin kabul görmemesi üzerine Osmanlı Devleti ekim ayında tekrar taarruza geçmiştir. Sırbistan Prensliği güçlerinin bu taarruza karşılık verememesi üzerine 31 Ekim 1876’da Rusya Osmanlı Devletine ateşkes ilan edilmesi için 48 saatlik bir ültimatom vermiştir ayrıca Rusya kısmi seferberlik ilan ederek 20 tümenden oluşan bir ordu kurmuştur. Durumun vahametini anlayan Osmanlı Devleti Rusya’nın ültimatom şartlarını kabul ettiğini bildirmiş ve Sırbistan ile Edirne’de ateşkes anlaşması imzalanmıştır. Ne var ki bu savaş Osmanlı ve Rusya arasında 1877-1878 yılları arasında yaşanan,93 Harbi olarak da bilinen savaşlara da yol açmıştır.
Bu savaşlarda Osmanlı’nın 139.000 Sırbistan Prensliğinin de 100.000 kişilik askeri güce sahip olduğu düşünülmektedir.[1] Osmanlı Devleti bu savaş için elindeki muvazzaf askerlerin yanı sıra Anadolu coğrafyasının dört bir yanında bulunan Redif Alayları’ndan da yararlanmıştır.
Redif askerleri ilk kez 8 Temmuz 1834 tarihli Redif Kanunnamesi’nin çıkarılmasıyla oluşturulmuştur. Çeşitli tarihlerde redif askerleri ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır. Esas itibariyle muvazzaf askerlik sonrası kişilerin yedeklik dönemini ifade eden bir uygulamadır. 1886 yılında çıkan bir kanunla yedeklik süresi 9 yıl olarak belirlenmişti.[2] Söz konusu savaşın yaşandığı dönemde Osmanlı Devleti’nde 7 alayda 4’er tabur redif askeri vardır. Ereğli Redif Taburu da 4. Alay’a bağlı 4. Tabur olarak faaliyet göstermiştir. Karadenzi Ereğli Redif Taburu’nun tabi olduğu 4.Alay’daki diğer redif taburları Kayseri, Nevşehir ve Niğde Redif Taburları’dır.
Ereğli Redif Taburu’nun depolarında bulunan silah sayıları ve markaları ise şu şekildedir.
800 adet, Enfield Marka İngiliz malı kasaturalı, iğneli, yardalı tüfek.
800 adet, Amerikan malı Springfield marka süngülü, metrolu, iğneli tüfek.
800 adet, Amerikan mali, Enfield marka metrolu, süngülü tüfek.[3]
Hersek İsyanı’nın başlaması üzerine Osmanlı Devleti savaş hazırlıklarına hemen başlamış ve asker hazırlığı kapsamında Seraskeriye’den Bolu Redif Miralaylığı’na 26 Ağustos 1875 tarihinde çekilen telgraf ile İkinci Ordu’nun 4. Redif Alayı’nın birinci, ikinci, dördüncü mukaddem redif taburlarının 800 mevcud ile hemen tam teşekkül kıyafet ve silahlarıyla 1. Bolu Taburu’nun İzmit’e, 2. Safranbolu Taburu’nun Amasra’ya ve 4. Kastamonu Taburu’nun İnebolu’ya sevk edilmeleri emredilmiştir. Söz konusu telgraf ve emir, bilgisine sunulmak ve gereği için Ereğli’de Tahsin Efendi’ye sevk edilmiştir.[4] Konya Vilayeti’ne yazılan bir diğer yazıya göre Ereğli Redif Taburu askerleri Konya, Karaman, Niğde, Nevşehir Redif Taburları ile bulundukları yerden alınarak Selanik’e hareket etmeleri emredilmiştir.[5]
2 Mart 1876 tarihinde Ereğli Redif Taburu Yiğitbaşılığı’na Ereğli Redif Taburu’nun kıyafet ve diğer askeri malzemeleri ile o sırada kömür almak için Ereğli’de bulunan Nusret Vapuru’na bindirilmesi, bu iş için Nusret Vapuru’na da gerekli talimatın telgraf ile ayrıca iletildiği bildirilmiştir. Bu telgram ile Ereğli Redif Taburu’nun İstanbul’a Nusret Vapuru ile hareket edilmesi emri verilmiş ayrıca Ereğli’den hareket saatinin de bildirilmesi istenmiştir.[6]
18 Temmuz 1876 tarihli ve Ereğli’den Mehmed Emin imzasıyla çekilen telgrafta Ereğli Redif taburunun asker mevcudu Makam-ı Seraskeriye’ye bildirilmiştir. Normalde 800 mevcudu olması gereken Ereğli Redif Taburu’nun 325 askeri bulunduğu, bunun yanı sıra 85 kişinin bu savaş için gönüllü olduğu, 15 Temmuz 1876 tarihinde Bartın ve Amasra’dan gelmesi beklenen askerlerle Ereğli Redif Taburu’nun asker mevcudunun 600’e ulaşacağı bildirilmiştir.[7]
24 Temmuz 1876 tarihinde yine Ereğli’den Seraskeriye’ye çekilen telgraf ile Ereğli Redif Taburu’nun 686 asker ile İsmail Vapuruna yerleştiği ve vapurun saat on bir sularında İstanbul’a hareket ettiği bildirilmiştir. [8] Görüldüğü gibi Ereğli Redif Taburu bir önceki telgrafta belirtilen sayıya ulaşmıştır.
20 Kasım 1876 tarihli Ereğli’den Derviş Bey imzası ile Makam-ı Al-i Seraskeriye’ye çekilen telgraftan da bu sefer yine 18 Kasım 1876 Nusret Vapuru ile başlarında Kaymakam Nuri Bey kumandasında Ereğli Redif Taburu’ndan dört bölük sekiz günlük kumanyaları verilerek, İnebolu, Sinop, Trabzon Redif Taburları ile İstanbul’a hareket etmişlerdir.[9] Nusret Vapuru anlaşılan İstanbul’da kalmamış rotayı Çanakkale’ye çevirmiştir. Çanakkale’den Seraskeriye’ye çekilen 26 Kasım 1876 tarih ve Mirliva Mehmed imzalı telgrafa göre Nusret Vapuru Çanakkale, Edremid, Tokat Redif Taburları ile Ereğli Redif Taburu’nun dört bölük askerini alarak tekrar hareket etmiştir.[10] Bu telgraf Ereğli Redif Taburu’nun dört bölük askerlerine Ereğli’den ayrılırken neden sekizer günlük kumanya verildiğini açıklamaktadır.
Pekiyi Ereğli Redif Taburu bu savaşta hangi komutanın emrine girmiş ve nerede savaşmıştır?
Bunun cevabını da bize 18 Temmuz 1876 tarihli Kaymakam Mehmet Şükrü imzalı telgraf vermektedir.
Bu telgrafa göre Ali Saib Paşa maiyetinde bulunan redif taburları ile 18 Temmuz 1876 tarihinde saat 08:30’da Selanik’ten trenle Mitroviçe’ye hareket etmiştir.
Ereğli Redif Taburu’nun savaş alanında yaşanan çatışmalar ya da farklı nedenlerle bölüklerinde başçavuş sıkıntısı baş göstermiştir. Taburun 1. Bölük Başçavuşunun adı Mehmet olarak zikredilmektedir lakin kendisinin nerede olduğunun bilinmediği bildirilmiştir. Taburun 4, 5 ve 6. bölüklerinde başçavuşlukların münhal olduğu, bu görevi yapmaya muktedir olanlar arasından atama yapılabilmesi için söz konusu başçavuş adaylarının vukuatlı ilmühaberleri yani bir nevi sabıka kayıtlarının gönderilmesi istenmiştir.[11]
Ereğli Redif Taburu’nun bu savaşta ateş hattında ve düşmanla sıcak temas içinde olduğu da değerlendirlmektedir.
Şöyle ki 24 Temmuz 1876 tarihinde Kaymakam Mehmet Şükrü imzasıyla Makam-ı Seraskeriye’ye çekilen telgrafta Ereğli Redif Taburu için gelen 200 sandık dolusu cephanenin Babil Vapuru ile Selanik’e yeni ulaşan 3 tabur askerin cephanesiz olmaları ve bunların cephe hattına cephanesiz sevk edilemeyecekleri hasebiyle Ereğli Redif Taburu için gelmiş olan bu cephanenin yeni gelen cephanesiz askerlere dağıtılıp dağıtılmayacağı sorulmuştur.[12]
Savaş devam ederken komuta merkezi ile Ereğli Redif Taburu arasında irtibatın kesildiği ve Ereğli Redif Taburu’nun yerinin tam olarak tespit edilmeye çalışılmıştır. 10 Haziran 1876 tarihinde Vidin Kumandanlığı Vekaleti’ne çekilen bir telgrafta Ereğli redif Taburu’nun Vidin’e ulaşıp ulaşmadığı sorulmuştur. Telgrafın cevabı hemen ertesi gün Niş’de bulunan Ferik Mehmet Bay’e hitaben yazılmış ve Ereğli Taburu’nun Vidin’de bulunmadığı belirtilmiştr.[13]
Kıymetli okurlarım bu yazıyı yazarken Ereğli Redif Taburu ile ilgili belgelerin dışında onlarca farklı belgeler de okudum. Belgelerden devletin bu savaşta asker ihtiyacını temin için gönüllü çağrısı yaptığını da savaşan askerlerin soğuk kış şartları nedeniyle en çok yün fanila, çorap ve yağmurluk talep ettiklerini de müşahede ettim.
Okuduğum belgeler içinde özellikle dikkatimi çeken bir husus olmuştur ki bu da Karadeniz sahilinde bulunan redif askerlerinin genellikle Varna üzerinden Sırp Savaşı’na sevk edilirken Ereğli Redif Taburu’nun önce Çanakkale’ye ardından Selanik’e sevk edilmeleri olmuştur. Bunun sebebinin de Ereğli Redif Taburu’nun bağlı olduğu 4. Alay ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Kayseri, Niğde, Nevşehir gibi şehirler ile aynı alayda yer alan Ereğli Redif Taburu bu alayların Çanakkale’ye sevk edilmeleri sebebiyle onları aldıktan sonra Selanik’e hareket edebilmişlerdir.
Kıymetli okurlarım yukarıdaki yazıda sizlerin de dikkatini çektiği üzere Ereğli Redif Taburu tek seferde değil en az iki sefer halinde savaşa sevk edilmişlerdir. Yine Ereğli Redif Taburu’nun 800 mevcudu tutturamadığı da görülmektedir. Bunun pek çok farklı sebebi olabilir. Ölüm, hastalık, sakatlık ve firar gibi…
Ereğli Redif Taburu savaşta Ali Saib Paşa’nın emrine verilmiştir.
Peki kimdir Ali Saib Paşa?
Kayseri’ye yerleşmiş Gürcü asıllı bir aileden gelmektedir. 1851’de Mekteb-i Harbiye’den mezun olmuştur. Osmanlı-Sırp Savaşı’nda gösterdiği başarılar sonunda müşirliğe terfi etmiştir.[14]
Ereğli Redif Taburu’nu Ereğli’den Selanik’e taşıyan gemiler Nusret Vapuru ve İsmail Vapuru’dur. Nusret Vapuru 1874 yılında İngiltere’de yandan çarklı ve sac gövdeli olarak inşa edilmiştir.1916 yılında 1. Dünya Savaşı’nda Rus denizaltısı tarafından tahrip edilmiştir.[15] İsmail Vapuru hakkında bir malumata ulaşılamamıştır.
Kıymetli okurlarım görüldüğü gibi bölgemizin askerleri milliyetler çağında Balkanlarda çıkan bir isyanı bastırmak için cepheden cepheye revan olmuşlardır. Bu savaşta Osmanlı Devleti’nin 2000 şehit verdiği değerlendirilmektedir. Muhakkak ki hemşehrilerimizden de şehit olanlar olmuştur. Bu şehitlerimizi yad etmek için şehir merkezinde İnönü Parkı’nda bulunan şehit isimlerinin yanına Osmanlı-Sırp Savaşı şehitleri adına da bir plaket yerleştirilmelidir.
Ereğli Redif Taburu Ereğli’de nerede bulunuyordu? Talimleri nerede yapılyordu?
Kışla Mahallesi’nin adı buradan geliyor olabilir mi?
[1] Bakınız https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1-S%C4%B1rp_Sava%C5%9F%C4%B1_(1876-1877).(28.10.2023)
[2] Bakınız https://islamansiklopedisi.org.tr/redif--ordu(28.10.2023)
[3] ATESE.OSK.12.K.57.D.8.F.1-164
[4] ATESE.OSK.12.34.34.1
[5] ATASE.OSK.A.1.3,D.64, F.1-45
[6][6] ATASE.OSK. A.1-3,D.2, F.74-2
[7] ATESE.OSK.A.1/3, D.14, F.1-75
[8] ATESE.OSK.A.1,D.55,55,F.1
[9] ATESE.OSK.A.5.D.73.73.F.1
[10] ATESE.OSK.A.5.D.81.81.F.1
[11] ATESE.OSK.15.82.82.2
[12] ATESE.OSK.12.172.172.1
[13] ATESE.OSK.16.29.29.1
[14] https://tr.wikipedia.org/wiki/Ali_Saib_Pa%C5%9Fa(30.10.2023)
[15] https://tr.pinterest.com/pin/344314334010162532/(30.10.2023)