Bu cümleyi duyduğunuzda kaldığınız yerden mülakata devam ediyorsanız sorun yok. Ancak siz de soğuk terler dökerek panik olanlardansanız bu yazı tam sizin için.
İngilizce; Çince ve İspanyolcadan sonra dünyada en yaygın konuşulan üçüncü dil. Dünya çapında yaklaşık 400 milyon kişi tarafından ana dil olarak konuşuluyor ve 67 bağımsız, 27 özerk ülkede resmi dil olarak tanınmakta. 118’den fazla ülkede yaygın olarak konuşulmakta ve öğretilmekte ve dünya çapında bir ticaret dili veya diplomatik dil olarak kullanılmakta. Bilim ve teknoloji, havacılık, bilgisayar, diplomasi, ticaret, sanat, eğitim ve turizmin dili. Uluslararası iletişimin, iş dünyasının, medyanın ve internetin dili.
Böyle olunca şirketler iş görüşmelerinde adayların İngilizce seviyelerini bazen gerçekten iş gerekliliğinden bazen de bir eleme kriteri olarak ölçmek istiyorlar. Global şirketler ya da yurt dışı ile yakından çalışan şirketler, adayların İngilizce seviyelerinin pozisyonun gerektirdiği İngilizce iletişimi için yeterli olup olmadığını ölçmek için pek çok farklı yöntem uyguluyorlar. Bazı şirketler daha iş görüşmesi sürecinin en başında adayı online İngilizce seviye tespit sınavına tabi tutuyorlar, bazıları özellikle belli pozisyonun üstündeki aday görüşmelerinde ise İngilizce mülakatlar ile uygunluğunu ölçüyorlar. Kişi kendini Türkçe ifade ederken son derece özgüvenli iken; “let’s continue in English” cümlesi çıktığında tüm özgüveni yerle bir olabiliyor. İş görüşmesini yapan insan kaynakları profesyonelleri pozisyonun gereklerini yerine getireceğinizi aynı özgüvenle İngilizcede de anlatmanızı bekliyorlar.
İngilizce Mülakatlarda Başarılı Olmak için Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Önemli bir pozisyon için ilk aşama olan Türkçe mülakatı başarı ile geçtiniz. Bir sonraki aşamada biliyorsunuz ki; mülakatınız İngilizce olacak. Mülakatınız İngilizce ya da Türkçe olsun dikkat edilmesi gereken önemli noktalar var. veren Executive English Coaching’den iş görüşmelerine giren adayların mülakatları İngilizce ya da Türkçe olsun nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgiler aldık. İşe alım profesyonelleri üzerinde pozitif bir etki bırakmak isteniyorsa özetle aşağıdakilere dikkat etmek gerekiyor.
- Şirketi araştırın. Artık her şeye internetten ulaşmak mümkün. Ancak sadece şirketin web sayfasını ziyaret etmekle sınırlı kalmayın. Başka kaynaklara ve rakiplerine bakın. Şirket hangi başarıları elde etmiş, gördüğünüz gelişim fırsatları neler olabilir? Şirketin değerlerini inceleyin. Şirketin size çok iyi imkanlar sunması ya da sizi işe almasından ziyade burada uzun süre kalmak ister misiniz? Sizin iş yapış şekliniz ve değerleriniz ile şirketinkiler örtüşüyor mu? Bu önemli soruların cevaplarını kendi kendinize sorun, eğer cevabınız olumlu ise bu konudaki fikirlerinizi iş görüşmesinde paylaşın.
- İş tanımını ve pozisyon gerekliliklerini çok iyi anlayın. İş görüşmesine girmeden önce görev tanımını ve sizden beklenenleri iyice okuyarak anlayın. Geçmiş iş tecrübelerinizden yola çıkarak benzer proje örneklerini somut olarak çıkartın. Bu projede rakamsal verileriniz varsa bunlara hazırlıklı girin. Eğer benzer bir proje yapmadıysanız hangi özellik ve yetkinlikleriniz ile bu pozisyona hazır olduğunuzu aktarmak üzere önceden hazırlanın.
- Ne alacağınıza değil, neler katabileceğinize odaklanın. Ne kadar maaş veriyorsunuz? Yan haklar nelerdir gibi konulara odaklanmak yerine sizin neler katabileceğinizi aktarın.
- Kazan&Kazan modeline bağlı kalın. Karşınızdaki kişi sizin işe alım kararınızı verecek kişi olsa dahi; fazla mütevazi olmaya gerek yok. Siz bir iş akdi imzalıyorsunuz ve karşılıklı olarak sürdürülebilir ve başarılı bir iş ilişkisi içinde bulunacak ve şirkete katkıda bulunacaksınız. Dolayısı ile bazen şirketi ve pozisyonu çok isteseniz dahi doğru zaman olmayabilir, doğru kişi olmayabilirsiniz. Bu sebeple mümkün mertebe karşınızdaki kişi ile açık bir iletişim kurarak, pozitif bir izlenim bırakacak ve belki bu pozisyon için değil, ancak başka bir pozisyon için daha sonra iletişime geçilme şansınızı artırmış olacaksınız.
- Soru sorun, etkin dinleyin. Sadece siz konuşmayın. İletişim iki taraflıdır. Karşı tarafa doğru sorular sorarak sizin bu pozisyona uygunluğunuzu ya da şirketin uygunluğu hakkında açık bir iletişimi yaratmış olursunuz. Etkin dinleyin ve doğru sorular sorarak konuşmayı derinleştirin. Cevaplarınızı uzun uzun anlatmak yerine olabildiği kadar kısa, net cümlelerle anlatmaya çalışın.
- İstekli olun. Mütevazi olmayın derken her şeyin bir ölçüsü var. “Bu iş olursa olsun, olmazsa da önemli değil” havasını vermeyin. İsteğinizi, katabileceklerinizi uygun bir enerji ile karşı tarafa aktarın.
- CV’nizdeki negatif ve gelişmesi gereken konulara çalışın. Bu konuya odaklanmamakla birlikte; CV’nizdeki negatif bulunabilecek konuları önceden çıkartın ve bunlara içtenlikle ve açık şekilde cevaplarınızı hazırlayın. Son iş yerinden neden ayrıldığınızı, işten çıkarılma sebebinizi ya da iş değişikliklerinizin sıklığı konusunda bahaneler üretmek yerine açık olun. Karşıdaki kişi bu konuyu beklediğiniz kadar büyütmeyecek olabilir. Ön yargılı olmayın.
- Hazırlanın, notlar alın. Önceden görüşmede neler konuşacağınızı neleri aktarmak istediğiniz ile ilgili küçük notlar alın.
Doğru kıyafetle gittiğiniz, pozitif bir enerjiniz vardı, pozisyona çok uygunsunuz, şirket değerleri de tam sizin değerleriniz, ancak tüm bu süreci İngilizce yapılan iş görüşmesinde de doğru yönetebilmek için iş görüşmesine İngilizce hazırlanın. Mümkünse “role play” yapın. Yaptığınız görüşmeyi kayda alın sonra tekrar seyredin ve nerelerde yanlış yaptığınızı bularak düzeltme yoluna gidin. Mükemmel olacağım takıntısına girmeyin, doğal olun. Akıcı bir İngilizce ile kendinizi ifade edin. Başarılı bir size istediğiniz kariyer yolunu açacağını unutmayın.