Zonguldak'ta, kaçak olarak işletilen maden ocağında meydana gelen göçükten arkadaşlarının yardımıyla kurtarılan 52 yaşındaki maden işçisi Kemal Dadandı'nın hastanedeki tedavisi sürüyor. Ailenin şikayetçi olduğu ocak sahibi olduğu iddia edilen K.A. ile arazi sahibi E.Ç. ise ifadelerinde suçlamaları kabul etmezken, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.
Edinilen bilgiye göre; 18 Aralık günü Bağlık Mahallesi'nde kaçak olarak işletilen maden ocağında meydana gelen göçükte, 52 yaşındaki Kemal Dadandı toprak altında kaldı. Arkadaşlarının elleriyle ve küreklerle kazıyarak 4 saatlik çalışma sonucu kurtardığı 3 çocuk babası Kemal Dadandı, otomobil ile Atatürk Devlet Hastanesi'ne getirildi. Burada ilk müdahalesi yapılan Dadandı, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Hastanesi'ne sevk edildi. Ayaklarında ve kalçasında çok sayıda parçalı kırık meydana gelen Dadandı'nın tedavi süreci sürüyor. Ailenin şikayetçi olduğu ocak sahibi olduğu iddia edilen K.A. ile arazi sahibi E.Ç., 'taksirle bir kişiyi yaralama' suçundan ifadeleri alınarak adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.
"Bağırarak yerimi söyledim"
Hasta yatağında dehşet anlarını anlatan Kemal Dadandı, "Ayın 18'inde ikinci vardiyaya geldim. Dört kişi ocağa girdik. Kazı yapıyorduk. Arkadaşım kömürü doldurdu. Bende kazarken üst taraf bir anda göçtü. Kendim daracık bir alana sıkıştım. Sadece konuşabiliyordum. Bağırarak yerimi arkadaşlarıma söyledim. Arkadaşlarım, dört saatlik çalışmayla beni oradan çıkarttılar. İşveren gelmedi. Apar topar beni hastaneye bıraktılar. O günden beri beni ne arayan var ne soran var" şeklinde konuştu.
"Eşimin belden aşağısı kırık"
Kemal Dadandı'nın 51 yaşındaki eşi Dilek Dadandı, eşinin hastanede yaşam mücadelesi verirken ocak sahiplerinin bir kez olsun aramadığını, hatta olayı da "iskeleden düştü" şeklinde ifadeler vererek anlattıklarını ileri sürerek, yaşananlara tepki gösterdi.
Dilek Dadandı, "Eşim ocakta göçük altında kalıyor. 'İskeleden düştü, hastaneye taşıdık' deniliyor. Ambulans bile çağrılmıyor. İşi bilen adam bile çağrılmıyor. İlk başta olacak işler en son oluyor. Eşimin bütün ayakları kırık. Belden aşağısı kırık. Bir ameliyat geçirdi. Bir ameliyatı daha var. Kaç ameliyat geçirecek belli değil. Bu ameliyatlar sonucunda ne olacak belli değil. Eşime ne bir telefon, ne bir arayan, ne bir ilgi, hiçbir şey yok. Karakolda, hastanede olsun doğru olmayan ifade var. En azından bunu yapmayın" diye konuştu.
"Sonuna kadar şikayetçiyiz"
Dilek Dadandı, eşinin olayın sorumlularından şikayetçi olduğunu anlatarak sözlerini şöyle tamamladı:
"Tavan göçüyor. Elleriyle kazarak çıkartıyorlar. Kendi araçlarıyla, özel araçlarıyla hastaneye getiriyorlar. Ambulans falan yok. Niye çağrılmadığını biz de soruyoruz. Belki bu derece kırığı olmayabilirdi. Hadi ondan da geçtim, ne bir arayan, ne soran yok. Sadece iş arkadaşları geliyor. Şikayetçiyiz. Eşim şikayetçi oldu. Sonuna kadar şikayetçiyiz. Çünkü onların ocağında bu olay oldu. Eşim ölebilirdi de. Zaten ilk akşam eşimden ümidimiz yoktu. Ben bir şey beklemiyorum. Ben sadece bir insan sana o kadar emek vermiş bir kişiye gelmeyerek, aramayarak bu kadar ilgisiz olabilir mi? Bu adama burada geçmiş olsun demeyerek bu kadar eşime değersizliğini hissettirmek hak mı?"